Sağlık Hukuku
İnsanların en temel hakkın yaşama hakkıdır. Kişinin başka hakları kullanabilmesi için her şeyden önce sağlıklı olması gerekir. Bu da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3. Maddesinde yaşamak herkesin temel hakkıdır hükmü ile açıklanmıştır. Yine 25. Maddesinde de sağlık hakkı temel insan hakkı olarak kabul edilmiştir. .
Sağlık hukukunun tanımını yapmadan önce hasta- hekim ilişkisinde tarihsel geçmişe bakmalıyız hasta ve hekim arasında gelişen sorumluluk çağlar boyu kadar eskiye dayanır; çünkü hekimlerin yaptıkları işlerden uzun bir süre sorumlu tutulmadıkları bir dönem vardır. Bu dönem Fransız Hukukuna da yansımış ve bununla ilgili yerleşmiş bir özdeyiş bulunmaktadır ‘’ Doktorlar öyle kutsal insanlardır ki ,yaptıkları işler olumlu sonuçlandığında onlar Tanrı mertebesine yükselirler ama yaptıkları işler olumsuz sonuçlandığında onları hatalarını toprak örter.’’
Böyle bir özdeyişin günlük hayatta uygulama alanın kaybetmesi yani hekimin hukuk ile karşı karşıya gelmesi 20. Yüzyılın başlarında görülmüştür. Yine tıp uygulamalarının hayatta geçmesi Anglosakson ülkelerin eleştiri ve sorgulama sonucunu doğurmuş hekimin yaptığı davranışın sonucunda ölüm, sakat kalma, yaralama, yüzündeki estetiğin bozulması, zorla aşı gibi davranışlar hekimin sorumluluğu içerisinde olduğu kanıksanmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Tarzı İcrasına Dair Kanun ile 13.01.1960 tarihli Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi, 01.08.1998 tarihinde yürürlüğe giren sağlık Bakanlığı hasta hakları yönetmeliğinde hasta haklarına uygulanacak ilkeler belirlenmiştir; fakat hekimin kusurunun belirlenmesinde yeterli olmayan bu yasalar dışında Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunundaki maddeler dikkate alınmaktadır. Yine 1.06.2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunuyla sağlık kurumunda çalışanların sorumluluğu artmıştır. Hekimin sorumluluğu sınırlandırmak gerekirse,
1- Etik kurallarına bağlı değilse, buna bağlık sorumluluk
2- Ceza hukuku yönünden sorumluluk
3- Medeni hukuk yönünden sorumluluk
Etik kurallarına bağlı olamayan hekimin sorumluluğu özen eksiliğine dayalı olduğundan Tıbbi Deontoloji Nizamnamesine göre belirlenir. Buna göre 6023 Sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunun 30. Maddesi kapsamında bağlı oldukları Tabip odaları Onur kurullarına bırakılmıştır.
Ceza hukuku açısında baktığımızda hekim tarafından yapılan davranışın açıkça yasada suç sayılması ve tarif edilmesi gerekir. Türk Ceza Kanununda hekimin sorumluluğunu belirleyen özel bir madde yoktur. Ama mesleki davranışlar nedeniyle suç sayılan davranışlara örnek verebiliriz. Bunlar; irtikap,çocuk düşürtmek, gereksiz ilaç yazılmasıdır.
Medeni hukukta sorumluluktan söz edebilmek için tazminat açısında incelememiz gerekir ki bu da zararın olağan sonucunun ortaya çıkmış olması lazımdır. Sözleşme ve haksız fiilden kaynaklı bir kimse karşı tarafa verdiği zarardan sorumludur.
Sonuç itibariyle sağlık hukuku alanında sorumlulukların tespiti Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunundaki genel esaslara göre ele alınmalıdır. Sorumlulukların ihlali karşısında düzenlenen yaptırımların bu yasalar içerisinde yer almasıyla hukuki uyuşmazlıkları çözümleriyle günümüzde karşılaşmaktayız öyleyse sağlık hukuku,Sağlık hizmetini sunan gerçek veya tüzel kişileri ile hizmeti sunan diğer kişileri denetlemekle görevli sorumlu en üst düzey kurum olan devlet ile bu hizmetin sunumundan faydalanan kişiler arasında hizmetin sunumunda ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların tespiti ve çözüm yollarını içeren bilim dalıdır diyebiliriz.
HASTA VE DOKTOR HAKLARI
Hasta ve doktor hakları tıbbi müdahale söz konusu olduğunda ortaya çıkar. Tıbbi müdahale hastanın bedensel, fiziksel, ve psikolojik yönden oluşan bir eksikliğini gidemeye yönelik teşhis,bakım tedavi sürecinde yapılan her türlü davranışlardan oluşur. Doktor hastanın zarar görmemesi adına dikkat ve özen göstermekle yükümlüdür. Hastaya hastalığ ile ilgili doğru bilgilerin verilmesi hastanın aydınlatılması da sadakat yükümlülüğüdür. Bu durum Hasta Hakları Yönetmeliği 19/1. Fıkrasında açıkça yer almıştır. Şöyle ki aydınlatma görevi yapılırken vereceği bilgilerin ortaya çıkarabileceği riskleri ve hastanın psikolojik durumunu gözetmekle yükümlüdür. Tıbbi müdahale sırasında hastanın hastanın kişilik değerleri göz önünde tutulur.
Tıbbi müdahaleden Önce Hastanın Hakları Hastanın Sağlık Hizmetlerine Ulaşma Hakkı : Hasta Hakları Yönetmeliğinde, kişilerin sağlık hizmetlerinden hak ve adalete uygun olarak yararlanma ve öğrenme hakları vardır.
Hastanın Hastalığı Konusunda Bilgilenme Hakkı : Hasta kendisine uygulanacak olan tıbbi işlemleri, bu işlemlerin faydalarını ya da sakıncalarını başka bir seçeneğinin olup olmadığını öğrenme hakkı vardır Hastanın Rızasının Alınması: yapılacak tıbbi müdahale ile ilgili uygun izin alınmalıdır. Hiçbir etki ve baskıda bulunmadan verilen rıza geçerlidir.
Tıbbi Müdahaleden Sırasında Hastanın Haklar:
Hastanın Kaliteli Hizmet Alma ve Yeniliklerden Yararlanma Hakkı: En yeni teknolojik gelişimler içeren bakım hizmetleri isteyebilir.
Hastanın Güvenlik Hakkı : Can ve mal güvenliklerinin korunması ve sağlanması açısından tanınan bir hak Hastanın Kişiselleştirilmiş Tedavi Hakkı : Bu hak insan sağlığın ön plan olması gerekitği hatırlatmakta ve kişilere göre endekslenerek mali durumlara bakılmadan uygulanmalıdır.
Tıbbi Müdahaleden Sonraki Hastanın Hakları :
Hastanın Çektiği Acıdan Kurtulma Hakkı: Hastanın gereksiz acılardan kurtulma hakkı vardır hastanın yaşamını kurtarma ya da sağlığını koruma olanağının kalmadığının belirlenmesi durumunda bile acının giderilmesi ya da azaltılması için çaba ve tıbbi özen gösterilmelidir.
Hastanın Şikayette Bulunma ve Tazminat İsteme Hakkı : Hastanın sahip olduğu hakların kullanılmasının engellenmesi durumunda yasal sınırlar içerisinde her türlü başvuru şikayet , zarar görmesi halinde ise dava açarak zararın karşılanmasını isteme hakkı vardır.
Hande G’ye teşekkürlerimizle.