MARKA PATENT BAŞVURU USUL
10/1/2017 tarihinde Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda; Hukuk tarihimizde Marka ve Patent Hukukunun kanun düzeyinde ilk olarak sistematize edilmiştir. Türk Patent Enstitüsünün adı Türk Patent ve Marka Kurumu adını almıştır.
Bu anlamda Marka ve Patent Vekilleri, Türk Patent ve Marka Kurumu vekillik faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir. Gaziantep Merkezli olarak Türkiye Genelinde Patent ve Marka Vekilliği yapmakta olan Av. Ali Kimya yeni dönemde de hukuki danışmanlık ve marka – patent başvuru işlemlerini yürütmeye devam etmektedir.
Yeni Kanun döneminde Kimya Patent olarak; Marka, Coğrafi İşaret ve Endüstriyel Tasarım konularında danışmanlık yapma ve bu konularda, ilgili kişileri türk patent enstitüsü nezdinde temsil etme, gerekli girişimlerde bulunma ve işlemleri yürütme yetkisine sahip olup, sizlere bu konularda yardımcı oluyoruz.
Sizi Kimya Patent Ofisine başvuru yaparak; Markanızın tek sahibi olmanıza davet ediyoruz.
Nikola Tesla’nın da dediği gibi;
“Bırakın gerçekleri gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çalıştığım gelecek benimdir”
Gelişiminizin neticelerini gelecekte başkalarıyla paylaşmamak için bugün de onu elde edin.
Hukuki Yardım ve Danışmanlık talepleriniz için 0342-322 33 37 numaralı telefonu arayarak konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanız tavsiye edilmektedir.
HİZMET TESPİTİ – SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİ TESPİTİ DAVALARI
Genel Bilgiler
Hizmet Tespiti Davası, sigortaya bildirim yapılmaksızın çalıştırılan ve sigorta primi yatırılmaksızın çalıştırılan işçilerin bu durumu öğrendikleri anda sigortasız geçirdikleri çalışma sürelerini sigortalı hale getirmek için açılan bir davadır.
Sigortalılık Başlangıç Tarihi Tespiti Davasında ise işçi, sigortaya bildirim yapıldığı tarihten daha önceki bir tarihte işe başlamış olup bu durumun tespiti için açılan bir davadır.
Davaların yasal dayanağı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) madde 86’dır;
‘Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.’
Dava Açma Hakkı Bulunanlar Kimlerdir?
Hizmet tespiti davasında davacı taraf, hizmetin tespitini isteyen işçi yahut bu kişinin vefatı halinde gelir ve aylık bağlanılmasına yada alacaklara hak kazanan eşi, çocukları anne veya babası gibi kişiler olabilir.
Hizmet Tespiti Davasının Açılabilmesi İçin Gereken Şartlar Nelerdir?
Davaya konu tespiti istenen hizmetin, işverene ait işyerinde görülmüş olması gerekir.
İşyerinin niteliği 5510 sayılı kanun kapsamında sayılan (md.4) işyerlerinden olmalıdır.
Tespit davasının konusu analık, hastalık gibi kısa süreli sigortalar değil; uzun vadeli sigortalılık durumlarına ilişkin açılması gerekir.
İşçi tarafından görülen hizmetin sigortaya bildirim yapılmaksızın görülmesi ve kurumda işveren adına herhangi bir kaydın bulunmaması gerekir.
Görülen hizmetin üzerinden 5 yıl geçmeksizin tespit davası açılmalıdır.
Davada Hak Düşürücü Süre Var Mıdır?
Görülen hizmetin üzerinden 5 yıl geçmeksizin tespit davası açılmalıdır. 5 yıllık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre geçtikten sonra işçi, tespit davasına konu haklarını talep edemez.
Ölüme bağlı hak kazanan hak sahipleri için 5 yıllık hak düşürücü süre işçinin vefatından sonra başlar.
İşverenlerin gerek prim, gerekse vergi ödememek için çalıştırdığı kişileri Kuruma bildirmedikleri, eksik çalışma bildirdikleri, pime esas kazancın eksik bildirildiği vb. durumlarda dava açılarak hakların kazanılması mümkündür. Bu tür önemli davaların, hataya mahal vermemek adına, Uzman bir avukatla yürütülmesinde fayda vardır. Kimya Hukuk olarak ‘Hizmet Tespiti’ ve ‘Sigortalılık Başlangıç Tarihi Tespiti’ne ilişkin başarı ile sonuçlanmış çok sayıda davamız bulunmakla birlikte halihazırda devam eden davalarımız mevcuttur.
Daha ayrıntılı bilgi için Kimya Hukuk Avukatları Av. Ali Kimya ve Av. Selin Kimya ile bağlantı kurmanızı tavsiye etmekteyiz.
İletişim:0342-3223337
*Bu makale Av. Selin Kimya tarafından yazılmış olup, yazılı rıza alınmaksızın farklı bir platformda yayınlanması telif hakkı ihlali oluşturacaktır.
MİRASTAN MAL KAÇIRMA DURUMUNDA AÇILABİLECEK DAVALAR ( MURİS MUVAZAASI)
MURİS MUVAZAASI (MİRASTAN MAL KAÇIRMA) NEDİR?
Genel Bilgiler
Muris muvazaası, miras bırakanın gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle yaptığı devirlerde söz konusu olur.
Özellikle küçük kırsal bölgelerde kız çocuklarını mirastan mahrum etmek amacı ile muris, erkek çocukları ile anlaşarak gerçekte bağışlamak istediği malvarlığını, kötü niyetle satış göstermek suretiyle devir işlemini gerçekleştirmektedir. Eşin ölümü veya boşanma sebebiyle yeniden evlenen erkek, önceki eşinde olma çocuklarını sonraki eşin etkisiyle mirastan mahrum etmek amacıyla sonraki çocuklara gerçekte bağışlamak istediği malvarlığını, kötü niyetle satış göstermek suretiyle onlara intikal ettirmektedir. Diğer çocuklarına nazaran daha çok değer verdiği çocuğuna ayrıcalıklı davranarak malvarlığını devretmesidir.
Bu tür muvazaalı işlemler karşısında haksızlığa uğrayan tarafların eşitliği sağlamaya yönelik olarak kullanabilecekleri dava hakları mevcuttur.
Dava açma hakkı bulunanlar kimlerdir?
Mirasta saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar,
Evlatlık ve onun altsoyu
Velayet altında bulunan küçük
Mirasçı olması koşuluyla muvazaalı işlemin yapıldığı tarihte miras bırakanın henüz ana rahmine düşmemiş olan çocuğu,
Sonradan evlenilen eş ve müşterek çocuklar.
Dava ne zaman açılır, zamanaşımı var mıdır?
Muris muvazaası davası miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Miras bırakan ölmeden önce hem muris muvazaası davası hem de taraf muvazaası davası açılamaz. Muris muvazaası davasında zamanaşımı ve hak düşürücü süre yoktur. Muvazaayı öğrenen taraf hiçbir süre ile kısıtlı olmaksızın dava açabilir.
Davada dayanılacak deliller neler olabilir?
Muris muvazaası davasında her tür delile başvurulabilir. Uyuşmazlığın özelliğine göre tapu kayıtları, banka hesapları, kadastro tutanakları, vergi makbuzları, elektrik, su, doğalgaz makbuzları, mektup ve benzeri yazışmalar, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif ve bunlara benzer başkaca deliller gösterilebilir. Öne sürülecek olan delillerin yazılı delil olması zorunludur.
Bu tür önemli davaların, hataya mahal vermemek adına, Uzman bir avukatla yürütülmesinde fayda vardır. Kimya Hukuk olarak ‘Muris Muvazaası’na dayalı olarak açılan, başarı ile sonuçlanmış çok sayıda davamız bulunmakla birlikte halihazırda devam eden davalarımız mevcuttur.
Daha ayrıntılı bilgi için Kimya Hukuk Avukatları Av. Ali Kimya ve Av. Selin Kimya ile bağlantı kurmanızı tavsiye etmekteyiz.
İletişim:0342-3223337
*Bu makale Av. Selin Kimya tarafından yazılmış olup, yazılı rıza alınmaksızın farklı bir platformda yayınlanması telif hakkı ihlali oluşturacaktır.
İSİM DEĞİŞİKLİĞİ VE YAŞ DÜZELTME DAVALARI
KAYIT DÜZELTME DAVALARI
İSİM-SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ VE YAŞ DÜZELTME DAVALARI
Genel Bilgiler
Türk Medeni Kanununun 27. Maddesinde adın değiştirilmesi konusu düzenlenmektedir. Buna göre;
Bu davalar, bazı şartların varlığında, mahkeme kararı ile nüfus kaydında değişikliğe yol açacak bir hukuki durumdur. İsim değiştirme davası, yaş düzeltme davasıgibi, Nüfus Hizmetleri Kanunu’na dayanan, nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde bir davadır. Bu davalarda görevli mahkeme, Nüfus Kanunu açık düzenlemesi uyarınca Asliye hukuk mahkemeleridir. Dava Nüfus Müdürlüğü’ne karşı açılır ve cumhuriyet savcılığına ihbar edilir.
İsim-soyadı değişikliği, yaş düzeltmeye ilişkin davalar bir kereye mahsus açılabilir değildir; kişiler ikinci defa isim-soyadı değiştirme, yaş düzeltme davası açabilmektedir.
Bu davalarda süreç 2 ile 4 ay arası sürmekte olup; mahkemelerin iş yoğunluğu nedeni ile duruşmayı ileri bir tarihe vermesi durumunda en fazla 6 aya kadar uzamaktadır. Yalnız Yaş düzeltme davasına ilişkin olarak özel bir durum mevcuttur. Mahkemece kemik yaşı tespiti istenmesi durumunda açılacak dava 1 yıla kadar uzayabilmektedir.
Bu tür usuli işlemlerin, hataya mahal vermemek adına, Uzman bir avukatla yürütülmesinde fayda vardır. Kimya Hukuk olarak kayıt düzeltme davalarına ilişkin başarı ile sonuçlanmış çok sayıda davamız bulunmakla birlikte halihazırda devam eden davalarımız mevcuttur.
İSİM- SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ (TASHİH)DAVASI
İsim değişikliği davası, haklı sebeplerin varlığı halinde açılabilir. Bu haklı sebeplerin neler olduğu Kanunda açıkça belirtilmemekle birlikte Yargıtay kararları doğrultusunda şöyle sıralanabilir;
Şahsın çocukluğundan beri aile ve sosyal yaşamında kullandığı ismi-soyadı ile nüfus kayıtlarındaki isminin-soyadıın birbirinden farklı olması,
Şahsın adının-soyadının gülünç oluşu ve zor telaffuz edilişi,
Şahsın aynı adı-soyadı taşıyan akraba sayısının fazla oluşu,
Şahsın adının her iki cinste kullanılması nedeni ile karışıklığa yol açması(isim değişikliği yönünden)
Şahsın adının resmi makamlarca arananan aynı ad-soyada sahip kişiler ile aynı olması,
Din değiştirme,
Cinsiyet değiştirme.(isim değişikliği yönünden)
Yukarıda sıralanan nedenlerden birinin varlığı halinde davanın açılacak olması, isim-soyadı değişikliği için tek başına yeterli olmayıp; aynı zamanda bu durumun usulünce ispatlanması gerekir. (Tanık beyanları)
YAŞ DÜZELTME DAVALARI
Yaş düzeltme davaları, hukuki dayanağını Nüfus Hizmetleri Kanunu’ nda, Nüfus Kaydının Düzeltilmesi bölümünden alır. Kanun düzenlemesine göre, nüfus kayıtları ancak mahkeme kararı ile düzeltilebilir.
Yaş düzeltme davasının şartları
Doğumun hastane veya doğum evinde gerçekleşmemiş olması
Görünüş itibari ile beyan edilen yaşa uygun olunması,
Kaydedilmesi istenen aynı yaşta bir kardeşin bulunmaması gerekmektedir.
Yaş düzletme davasında, öncelikle yukarıda belirttiğimiz şartların araştırılması yapılacaktır. Bazı durumlarda mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan kemik yaşı tespiti istenebilmektedir. Ancak kemik gelişimi en fazla 25 yaşa kadar devam ettiğinden, bu yaştan sonra kemik yaşı tespiti mümkün olamayacaktır. Bu nedenle bu yaşın üzerindeki kayıt düzeltme davalarında kemik yaşı tespiti yoluna gidilemeyecektir. Bu durumda, dava, tank beyanları başta olmak üzere, fotoğraf, yazı, okula başlama – bitirme tarihleri vs… diğer her türlü kanıtla ispatlanabilecektir.
Askerlik Kanunu 81. Maddesine göre, askerlik çağına giren kişiler hakkında, mahkemece resmi hastane kayıtları esas alınarak verilen kararlar dışında, yapılan yaş değişiklikleri askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz. Ancak, askerlik yoklamasında, nüfus kaydındaki yaş ile görünümleri uyumsuz olan kişiler için askerlik şubesi başkanının müracaatı üzerine Cumhuriyet savcılığı tarafından yaş düzeltilmesi davası açılabilir. Bu durumda dava sonucunda verilecek karara göre hareket edilir.
Daha ayrıntılı bilgi için Kimya Hukuk Ofisimizle bağlantı kurmanızı tavsiye etmekteyiz. İletişim:0342-3223337
*Bu makale Av. Selin Kimya tarafından yazılmış olup, yazılı rıza alınmaksızın farklı bir platformda yayınlanması telif hakkı ihlali oluşturacaktır.